ahisiad yayınları

AHİSİAD YAYINLARI

Kitabın Yazarı
Prof. Dr. Ahmet Kala

Proje Koordinatörü
Aslan Demir

Proje Sorumlusu
Emre Memiş

Kurumsal İletişim
Naim Güleç, Esra Hebil

Kitap Tasarım
Abdüsselam Ferşatoğlu

Fotoğraflar
Mustafa Cambaz

20, 26, 129, 130, 158, 162, 171, 172, 177, 193, 212, 223, 224, 227, 233, 236, 239, 241, 242, 249, 250, 254, 255, 260, 269, 272, 281 A. Ferşatoğlu 14, 16, 30, 40, 47, 49, 120, 123, 125, 134, 140, 161, 185, 262, 265, 285

Redaksiyon
Semih Atiş

Yapım
Fotografika Ltd. Şti.

BASKI ve CİLT
Altınoluk Yayın ve San. Mam., Bilgisayar Ürünleri İml. ve Tic. A.Ş.

ISBN
978-605-634597-5

Her türlü yayın hakkı saklıdır/All rights reserved
Tüm yayın hakları Kuveyt Türk Katılım Bankası’na aittir. Tanıtım amacıyla yapılacak kısa alıntılar hariç, yayıncının izni olmaksızın tümüyle veya kısmen hiçbir yolla ve hiçbir ortamda yayınlanamaz ve çoğaltılamaz.

© AHİSİAD, 2022

Anadolu Sanayi Devrimi

ÖZET:

35 yılı aşkın sürdürdüğüm iktisadî sosyal tarih araştırmalarımda yöneldiğim özel alanlar esnafsanayi, şehircilik ve İslam Medeniyeti üzerinedir. Bu geniş sahadaki araştırmalarımda ortaya çıkan Ahi Evran’ın “Kümelenerek Üretim Modeli”ni geliştirip uygulamaya koymasıyla XIII. yüzyılın ilk yarısında başlayan Selçuklu “Anadolu Sanayi Devrimi”, bu devrimi hazırlayan 6. yüzyılda Orta Asya Maveraünnehir’de başlayıp Selçuklu döneminde tamamlanan “Karma Tarım Devrimi” ve eşzamanlı “İpekyolu Ticaret devrimi” ve ilişkili üç devrimin gelişiminde artan geliri toplayıcı ve dağıtıcı (ticari-sınai çarşıların, imaretlerin, din, kültür, eğitim, sağlık kurumlarının inşası ve idamesi gibi büyük altyapı yatırımları ve sosyal yardımlar yaparak dağıtan) ortak ana kurum olan “Vakıf İşletmeler” bu kitabın konusunu oluşturmaktadır.

Daha önce literatürde yer almayan bu tırnak içindeki beş kavramı araştırmalarımda geliştirmiş ve ayrı çalışmalar halinde yayımlamıştım. Ancak ilk kez bu kitapta bu kavramlar birbiriyle ilişkili olarak tarihi gelişimleriyle birlikte yayımlanmaktadır.

İlgililer, uzmanlar hemen fark edeceklerdir ki kitapta tez halinde sunulan bu kavramların, özellikle ticaret devrimi ve sanayi devriminin ilk kez Avrupa’da başladığı tezlerine karşı alternatif bir tez (antitez) oluşturduğudur. İpekyolu ticaret devrimini ve Anadolu sanayi devrimini tetikleyen “karma tarım devrimi” kavramı ise literatürde daha önce olmayan ve ilk kez kavramlaştırılan bir tezdir.

Bu alternatif tezlere, yeni kavramlara, çalışmalara paralel ve eşzamanlı olarak 1990’lardan itibaren Uzakdoğu’da başlayan üretim artışlarını ve kalkınmayı açıklamakta yetersiz kalan iktisat bilimine, iktisat teorilerine-tezlerine dünya iktisatçıları tarafından yöneltilen eleştiriler ve tartış- malar artık yeni bir iktisat bilimi bakış açısının gerekli olduğu kanaatini pekiştirmiştir.

Çalışmalarımda, öncelikle esnaf-sanayi tarihine yönelik araştırmalar yaparken konuyla ilişkili olduğundan Ahi Evran ve Ahilik araştırmaları- na da yönelmiş, böylece iki boyutlu bir araştırma yürütmekteydim. Selçuklunun devamı olarak Osmanlı esnafının ferdi değil birlik kurarak, üretim birliği halinde belirli coğrafi alanda kümelenerek üretim yaptığını keşfettiğimde araştırmalarımı esnaf-sanayi birliklerinin oluşumu ve gelişimi üzerine yönelttim. Birlik dışında ferdi olarak esnaf üretimi yapılamamaktaydı. Bu ilk bakışta basit gibi görünen farklılık aslında üretimde büyük bir devrim başlatan ana unsurdu.

Yani ferdi esnaf üretim ölçeği, esnaf-sanayi birli- ği kurularak daha büyük bir ölçeğe yükseltilmiş bu üretim birliğini sağlamak üzere üretici birlikler şehirlerin belirli coğrafi alanlarında vakıflar tarafından inşa edilen ticari-sınai merkezlerde alt sektörler halinde kümelenip üretim yaparak sanayi üretiminde bir devrim başlatılmıştı. Çalışmalarımın ilk yıllarında iktisat biliminde alt sektörlerde kümelenerek kurulan esnaf-sanayi birliği üretim ölçeği henüz bilinmediğinden bu gelişimin üretimde bir devrim olduğu da henüz keşfedilememişti. Bugün de halen “Geleneksel İktisat Bilimi”ni oluşturan klasik ve neoklasik İktisat biliminde bilinen üretim ölçekleri; esnaf üretim ölçeği, atölye üretim ölçeği ve fabrika üretim ölçeği olarak üç farklı ölçektir.

Tam da bu eksik bilgi ve kabulleri nedeniyle ge￾leneksel iktisat bilimi sorgulanmakta ve artık kümelenme teorileri ve uygulamalarının ortaya koyduğu “yeni iktisat bilimi” bakış açısıyla (yeni iktisat paradigmasıyla) iktisat biliminde, teori ve tezlerinde büyük bir değişim-dönüşüm başlamış bulunmaktadır.

Batı iktisat bilimcileri arasında kümelenme teorisiyle yeni bir iktisat paradigması ortaya koyan Michael Porter, Batı’da bu yeni iktisat bilimi yaklaşımının öncülerindendir. Ancak Porter iktisat tarihçisi olmadığından kümelenmenin doğuşu ve gelişimi üzerinde değil, kümelenerek üretimi bir olgu olarak kabul edip bölgesel ve sektörel olarak rekabet üstünlüğü sağlayan “kümelenmeye dayalı üretim teorisi” (clusters theory) geliş- tirip bunun işletme, bölge ve ulus/devlet bazında uygulanması üzerinde yoğunlaşmıştır. Porter kümelenmeyi ve kümelenme teorisini öncelikle rekabet üstünlüğü sağlayan bir sanayileşme stratejisi olarak ele almakta ve zenginliğin/üretim artışının kümelenerek rekabet üstünlüğü sağlamakla açıklanabileceğini ileri sürerek; klasik iktisadın zenginliği üretim faktörleriyle açıklayamadığını belirtip eleştirerek yeni bir iktisat paradigması önermektedir.

AHİSİAD Yayınları tarafından Bilim Kurulu Başkanımız Prof. Dr. Ahmet KALA'nın kaleminden çıkan kitabımızı okurların beğenisine sunuyoruz.